(bkz: deva partisi'nin türklük kavramını kaldıracak olması) .
(bkz: 11 ocak 2023 ahmet davutoğlu'ndan seçim açıklaması)
Vallahi bu ülke, insanı çok yoruyor. Herkes sadece kendi çıkarını düşünüyor. Düşünmeleri pek absürt değil de hiçbir şekilde başarılı olamayacak işlerin peşinde koşmaları...
Öncelikle üstte bkz verdiğim çıkışların bu kadar gündem olmasının ana sebebi fikrimce hâlâ adayın açıklanmamış olması. Gündemin bir şekilde işgal edilmesi gerek malum, eldeki tek malzeme de bu ampır ampır yapılmış çıkışlar... Tek gündem aday olmalıyken gündem boşluğundan bu saçmalıkları dinliyoruz on gündür... Neyse.
Mevcut sistem cumhurbaşkanı seçilecek kişiye çok geniş bir yetki alanı sunuyor. Bu sistemde herkes aday olmak, kazanmak ve yönetmek ister. Bana sorsalar ben de isterim, sen de istersin, o da ister.
6'lı masanın kurmak istediği sistem ise; %50+1 oy almış ve halk tarafından seçilmiş kişiyi, EŞ YETKİYE SAHİP 6 adayın tahakkümü ile yönetmek...(Son on günde yapılan açıklamalar ışığında) Şimdi burada iki koca gözümüze çarpıyor.
Birincisi, kim, neden, 6 farklı genel başkanının arzusuna göre hareket edecek bir mevkide bulunmak istesin? Bunu kimse istemez, Yavaş'da istemez, İmamoğlu'da. Bunu bir tek hem normal hayatının hem de siyasi hayatının sonuna yaklaşmış biri(KK) ister. Ki bakıldığı zaman eğer kurulmak istenen sistem buysa en uygun profil de budur. He bunun için önce seçilmesi gerekir tabii. :) O yüzden seçilecek kişinin masa ile uyumlu çalışmaması hepimizi felakete sürükler.
İkincisi, halk neden %50+1 oy verdiği kişinin başka bir üst akıl(6'lı masa liderleri) tarafından yönetilmesine, dahası kendisinin(halkın)değil 6 kişinin memnuniyetine çalışmasına kani olsun? Bu vaad edilen sistem, mevcut seçmen profili ile uyuşmaz, halkın güçlü lider istemine bir kere. (Güçlü liderden kasıt, esip gürleyen değil güven veren, arkasından gitmeye değer liderdir.)
Hanımlar beyler, seçime gireceğiniz rakibinizin kim olduğuna Allah için dönün bir bakın. Bu halkın üçte ikisin en az bir kere oyunu almış ve ekonomik vaziyet bu kadar kötü olmasa kaybedeceği ihtimali bu kadar güçlü dillendirilemeyecek bir adama karşı. Ki mevcut ekonomide, belirsizliğin herkesi korkuttuğu bugünkü tabloda halk net bir aday, net bir isim ister. Halk umut ister, inanmak ister. Seçtiği kişinin 6 kişinin keyfinden önce kendi derdini umursamasını ister. Halk netlik ister.
Bir kere bu EŞ YETKİ konusu tamamen zrıvalık. %1-2 oy almış adamla %26,%16 oy almış adam nasıl eşit yetkiye sahip olmayı kabul etsin. Bu sistem yürümez. Masanın küçük ortakları kendi çıkar ve popülariteleri için masayı ateşe atıyor, bu noktada büyük ortakların müdahalesi kaçınılmaz.
Bir geçiş süreci yaşanacak, yeniden parlamenter sisteme dönülecek, yetkiler dağıtılacak, tüm kritik kararlar tek kişinin eline bırakılmayacak, meclis yeniden aktive edilecek. Hepimizin isteği de bu yönde olmalıdır fikrimce. Lakin ülkenin mevcut sorunlarının içinde kaybolmuş ve çözüm bekleyen vatandaş sistem ile değil vaad edilen çözüm şeklinin onu ikna etmesi ile ve-seçmen profilimizden dolayı-sorunun kim tarafından çözüleceği ile ilgilenir. O yüzden bu satırlar aslında konu ile ilgili olmayan, bu alanda çalışmayan kimseyi pek ilgilendirmez. Düzen, sistem, rejim, mutabakat, güçlendirilmiş, masa... bunlar seçmende pek heyecan uyandırmaz. Güven verecek aday ve onun basit yol haritası seçmenin ilgi alanına girer.
Yeniden asıl mevzuya dönecek olursak. Bir geçiş süreci yaşanacak, doğru. Seçilecek kişi yaklaşık üç yıl içinde yetkilerini devredip temsili bir makama dönüşecek, doğru. Bu geçiş sürecinde aldığı kararlar, yapacağı hamleler;kısacası yol haritası mutabakat metinleri olacak, doğru. 6 lider halktan bulduğu karşılık oranında cumhurbaşkanının kararlarını etkileyecek, doğru.
Eş yetkiye sahip 6 isim, yanlış. %50+1 oy almış cumhurbaşkanına ek tedbirler dayatmak, yanlış, tahakküm altına almak, yanlış. İnatla bu hassas süreci zedeleyecek hamlelerde bulunanların masada kalmaya devam etmesi, yanlış.
Halkı, yukarıda bahsettiğim sebeplerden dolayı pek de alakadar etmeyecek bu geçiş sürecini, seçim sathı mailine girilmişken kör göze parmak sokarcasına gündeme getirmek, oluşturacağı güvensizlik ikliminden dolayı, çok yanlış.
Bu kararsızlık ve belirsizlik havasını seçmene hissettirdiğiniz her gün daha da geriye gidiyoruz, farkında değil misiniz? İnsanlar umut ve çözüm beklerken daha kendi içindeki sorunları çözememiş ve insanlara güven vermeyen tarafı neden seçsin? Korkunç belirsiz bir tablo var, şu durumda sade vatandaşın bildiği adaya gitmesi, azıcık aşım kaygısız başım demesi kimseye garip gelmesin.
Fark ettiyseniz hâlâ seçim sonrası izlenecek yol haritasını konuşuyoruz, seçim kazanma sürecini değil. Sıra bir türlü oraya gelmiyor. Gelmemesinin sebepleri de belli. Masanın küçük ortakları ağa, paşa gibi takılırken büyükler de pek olgunluk göstermiyor, akılcı davranmıyor. Oldukça basit işleyecek süreç, yüzlerce cümle kurmamıza rağmen her geçen gün daha da tatmin etmeyen bir yere doğru gidiyor. Halk bu belirsizliklere gelmez, ters teper. Afedersiniz gtünüzde patlar. Akıllı olun artık.
Son olarak 30 Ocak'ta yapılacak lansman daha önce bahsettiğim gibi
(#4502715)etkili olmalı, kafamızda oluşan soru işaretleri giderilmeli.
Edit:İmla.